13 Mart, 2018
13.03.18
Çayımı yaptıktan sonra bilgisayarımı ve kulaklıklarımı alıp yatağa attım kendimi. Belirli bir konu belirlemediğim için biraz sohbet edelim, bende kafamdakileri boşaltıyım istiyorum. Çok tuhaf gerçekten. Normalde ders boyumca kafamın içinde kendi kendime konuşurum ama şuan aklıma hiçbiri gelmiyor. Öncelikle başlığın neden tarih biçiminde olduğunu açıklayarak başlayabilirim.
Eğer diğer yazılarımıda okuduysanız bloğumu günlük biçiminde kullanmayı sevdiğimi biliyorsunuzdur. Yaklaşık 3 aydır da hiç günlük yazmıyorum ve bununla ilgili ne yapabilirim, kafamdakileri nasıl boşaltabilirim derken bir bloğum olduğu aklıma geldi. Burayı da uzun süredir boşladığım için güzel bir fikir oldu. Yaklaşık 15 kişi falanız zaten. Kimse okumuyor diye triplere girmezsem bundan sonra daha sık yazılar gelecek inşallah. Gün içerisinde pek bir şey yazamazsam bir haftayı tek bir yazıda paylaşabilirim bazen. Duruma göre bakıcaz artık. Umarım hoşunuza gider. Ben çok seviyorum başkalarının hayatından bir şeyler izlemeyi yada okumayı. Vlog izlemeyi çok severim mesela. Başkalarının hayatı beni gaza getirebiliyor bazen. Her neyse, konudan saptım galiba.
Sizi bilmem ama ben genel olarak geceleri kendimle çok konuşurum hatta normalden daha duygusal, verimi ve ilham dolu oluyorum. Herkes uyuduktan sonra evde ki o sessizlik bana gün içerisinde bastırdığım tüm düşüncelerimi tekrar yüzüme vuruyormuş gibi hissediyorum. Özellikle ayna karşısında dişlerimi fırçalarken bazen gözlerim doluyor. ağlamak istiyorum. Şuan yazarken bana bile tuhaf geldi ama birkaç gündür böyle. Gelecek kaygılarım çok fazla arttı. Çoğu şeylerin benim düşündüğümden daha zor olduğunu fark ettikten sonra daha bir şeylere başlamamışken bile hayal kırıklığına uğramış gibi hissettim.
Anlatmaya nereden başlasam bilmiyorum ama çok kısa bir özet geçmek istiyorum. Bildiğiniz gibi her yazımda 11. sınıf dil öğrenci olduğumu söylüyorum. Hala 11. sınıftayım :) 12. sınıf için araba ile evimden 1 saat uzaklıkta bir dersaneye yazıldım. Düşününce bunda ne var ki korkuyorsun diyebilirsiniz ama benim için öyle değil. Bu ana kadar sürekli ya yürüyerek yada bisikletle gittim okula. Evden okula, okuldan eve döngüsüne bu kadar alışmışken bu yeni döngüye nasıl alışacağım bilmiyorum. Aslında ilk 2 hafta sonra alışırım ama çok stres yapıyorum malesef. İşlerin planlanmamış olması beni çok geriyor. Otobüs geçti mi yada geliyor mu? Derse yetişecek miyim? Bu dersaneye gelerek yanlış bir karar mı verdim? Diğer arkadaşlarımla evimin yakınındaki kursa gitsem nasıl olurdu? Dışlanır mıyım? Yani kafamda sürekli böyle deli deli sorular. Sırf böyle bir şey için bile bu kadar kafa yoruyors isem Üniversitede ne yapacağım ben?? diyerek gelecek kaygılarım da başlamış oldu. Daha sonra Üni. için planladığım tüm maddeleri teker teker elemeye başladım kafamda. Tüm bu şeyler yaklaşık 2 yada 4 dakika içerisinde oluyor. Beni anlayan var mı? Gerçekten çok merak ediyorum size de böyle şeyler oluyor mu? Yorumlara bekliyorum kesinlikle. Kendimi tam olarak ifade edemedim ama bunun gibi şeyler. Uzun zamandır klavye başına geçmeyince yazı yazmayı unutmuşum resmen. Bugünlük idare edin böyle.
Yazdıklarımı baştan sonra okuyunca bugüne dair hiçbir şey yazmadığımı fark ettim. Normalden daha heyecanlı bir gündü. Havaların ısınmasıyla okuldaki derslerin verimliliği de çok fazla düştüğü için okuldaki vaktimin genel olarak çok boş geçtiği için biraz vicdan azabı çekiyorum. Seneye de sınav olunca iyice üzülüyorum. Bunun için bir şeyler yapıyor musun diye soracak olursanız HAYIR ama bir gün başlayacağım inşallah. birkaç tane şarkı önerdikten sonra bugünlük bu kadar benden. Spotify kullanan arkadaşları da beklerim mutlaka. Bu ay dinlediğim şarkılara Mart ayı listemden ulaşabilirsiniz. BEYZAGUSTD
İnto the black. Chromatics
Ghost Town. Adam Lambert
Warriors. İmagine Dragons
Good Together. HONNE
PS. Oscar'ları izlediniz mi bu arada? Çok sıkıcı bir törendi ama aday olan ve kazanan filmleri mutlaka bitirmeyi düşünüyorum. Çoğunu izlemiştim önceden. Çok sevdiğim hatta Oscardan da ödülsüz ayrılmayan bir filmi izlemeyenler için önermek istiyorum gitmeden.
Call Me By Your Name.
Mutlaka duymussunuzdur ismini. Belki şimdi tekrar duyunca bir şans verirsiniz. Son sahnesini telefona indirdim ve sürekli günde en az bir kere izliyorum. Uzattım yine. Herkese iyi geceler. Başka bir yazımda görüşmek dileği ile...
Yorumlar